• 19 مارس 2024
 Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

Gazeteci ve yazar  Muhammed Al-Sakani, osmanlı imparatorluğu döneminden oluşan ve günümüzde çok güçlü bir bağa dönüşen Türkiye-Kuveyt dostluk ilişkisinin tarihsel kökleri hakkında satırlar yazmıştır. Hepimiz, Dünya ülkeleriyle sıfır sorun politikasını pekiştiren Kuveyt dış politikasının temel ilkelerini biliyoruz ve bu politikanın kuruluş yılından (1969 yılı) itibaren Türkiye ile Kuveyt arasındaki dostluk bağları git gide güçlenmektedir.

Köklü bir tarih ilişkisine sahip iki ülke: Türkiye ve Kuveyt

Tarih unutulmazdır ve geçmişin kitaplarında kazınmış olan tarihlerin bize anıları hatırlatması aracılığıyla kalplerimizde, zihinlerimizde hep mevcut kalacaktır.

Bugünkü Türkiye-Kuveyt ilişkisi yeniden doğan bir ilişki değildir.

Bu ilişki, 53 yıl önce Türkiye ve Kuveyt arasında imzalanan diplomatik ilişkiler antlaşması ile başlamıştır.

Bu antlaşmanın imzalanmasından hemen sonra iki taraf hızla ülkelerinde büyükelçilikler açmıştır.

اقرأ ايضا: الكويت تعزّي وتتضامن مع ضحايا حرائق الغابات في تركيا

Ve Tarih, belgelenmemiş bir harf, sayı bırakmayan bir kitaptır.

Türk-Kuveyt halkı, onları bir araya getiren tarihi, kültürel ve dini bağlar ile mütemeyyizdir.

Onları bir araya getiren en önemli bağ ise İslâm’dır.

Aynı zamanda Türk-Kuveyt ilişkileri, dış politika stratejileri arasında bir dostluk sembolü oluşturmuştur.

Kuveyt’in Osmanlı İmparatorluğu ile bağlantısı

Osmanlı Devleti, günümüzde Türk-Kuveyt ilişkilerini sağlamlaştıran olarak kabul edilir.

Tarih sayfalarında yazılan ilişkiler, Kuveyt ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki olaylarla doludur.

1871’de Bağdat valisi Midhat Paşa’nın Al-Ahsa ve Al-Qatif’I işgal etmek için başlattığı Osmanlı seferine Kuveyt kuvvetleri katıldı.

Kuveyt hükümdarı Şeyh Abdullah bin Sabah Al-Sabah, kendi liderliğindeki bir deniz filosu ile seferi desteklemiştir.

Medhat Paşa’nın anılarının sayfalarında, Kuveyt hükümdarına ait 80 geminin o dönemde Osmanlı ordusuna savaşta erzak  taşıdığından bahsedilmiştir.

Aynı zamanda Kuveyt Hükümdarı, kardeşi Şeyh Mübarek Al-Sabah liderliğindeki birçok Bedevi kabilesini savaşa katılmak üzere bir kara kuvveti göndermiştir.

Osmanlı seferinin başarısından sonra midhat paşa kuveyt hükümdarına Osmanlı devletine yaptığı hizmetlerden dolayı Kaim el-Makam unvanını vermiştir.

Bu ünvan, o dönemde şerefli bir pozisyon olarak kabul ediliyordu.

Ve bu hadise üzerine Osmanlı İmparatorluğu,

Kuveyt’in özerklilik hükmünün devamlılığını taahhüt etmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Kuveytliler askere alınamayıp Osmanlı’ya herhangi bir mali vergi ödememişlerdir.

Kuveyt’te Osmanlı sivil idaresi veya askeri garnizonu bulunmamaktaydı aksine, Kuveyt devleti kendini bireysel bir şekilde yönetmekteydi.

Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir
Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

1970 yılı antlaşması

İki ülke arasındaki bu tarihi ilişkiler, o yıl Türkiye ile Kuveyt arasındaki büyükelçiliklerin temelinin atılmasından bu yana büyümüş ve 1970 yılında iki ülke, kara yoluyla mal ve yolcu taşımacılığına ilişkin bir antlaşma imzalamıştır.

Bu antlaşma,Kuveytli yatırımcıların paralarını yatırmak ve projelerini Anadolu’ya aktarmak için Türkiye’ye gelmeye teşvik edip, aynı zamanda iki ülke arasında ticaret, yatırım ve karşılıklı turizm çarkının açılmasına katkıda bulunmuştur.

1975, 1977 ve 1979 yılları Antlaşmaları

Türkiye-Kuveyt ilişkisi,

 Karşılıklı saygı,işbirliği ve ortak çıkarlara dayanmaktadır.

Her iki taraf, biri 1975 yılında imzalanan kültür antlaşması, diğeri ise 1977 yılında imzalanan hava hizmetleri işbirliği antlaşması olmak üzere birçok antlaşmaya imza attı.

1979 yılında Kuveyt, Boğaziçi elektrik iletim hatları projesini finanse etmek amacıyla Kuveyt Arap Ekonomik Kalkınma Fonu aracılığıyla Türkiye’ye ilk kredisini verdi.

 Buradan itibaren iki taraf Türkiye’de ve birçok ülkede enerji, sanitasyon, ulaşım, su ve diğer  sektörlerlerde bulunan birçok projeyi hayata geçirmek için yola çıktı.

1982 , 1986 ve 1988 yılları Antlaşmaları

Türkiye-Kuveyt ilişkileri her geçen yıl güçlenerek ekonomik, teknik ve endüstriyel alana ulaştı.

1982 yılında iki taraf ekonomik, teknik ve endüstriyel işbirliği için ortak bir antlaşma imzaladı.

Bu antlaşmanın imzalanmasından sonra iki ülke, 1986’da posta havalesi için bir antlaşma imzaladı ve bundan iki yıl sonra da 1988’de yatırımları ve yatırımcıları teşvik etmek ve korumak için başka bir antlaşma imzalamışlardır.

Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir
Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

İkinci Körfez Savaşı (1990-1991)

Ve çoğumuz dostun kara günde belli olacağını biliriz.

Türkiye, o zamanlar Kuveyt’in en iyi dostuydu.

اقرأ ايضا: الكويت ترسل فريق لدعم جهود إطفاء حرائق الغابات في تركيا

Kuveyt’in 1990-1991 yılları arasında Irak işgalinden kurtulmasından ve sözde ikinci Körfez Savaşı’ndan sonra Ankara, kuveyt için çok etkili bir rol ve destekleyici bir duruş sergilemiştir. 

Türkiye, Irak’ın Kuveyt’I işgalini vahşice bir saldırganlık, Kuveyt’in egemenliğinin ihlal ve uluslararası hukuk ve uluslararası meşruiyet ilkesinin ihlali olarak algılamıştır.

Türkiye, o sırada Kuveyt’le tam bir dayanışma durumu içinde olup Kuveyt’in egemenliğinin ve bağımsızlığının iadesini talep etmiştir.

Irak’ın Kuveyt’I işgali sırasında Ankara’nın aldığı en etkili ve onurlu tavırlardan biri Iraklı petrol taşıyıcılarının topraklarından geçmesini engellemek  ve 34 ülkeden oluşan uluslararası koalisyona katılmış olması olmuştur.

Bu tavır sonucu Türkiye’nin Kuveyt’in kurtuluşuna yönelik siyasi ve askeri duruşunun bir sonucu olarak maruz kaldığı ekonomik kayıplara rağmen, Kuveyt’in kurtuluşuna ve uluslararası koalisyon güçlerinin etkinliğine önemli bir katkı olmuştur.

Kuveyt’in kurtuluşu (1991)

 1991 yılının Kasım ayında Kuveyt’in topraklarını işgalden kurtarmasının hemen ardından Kuveyt Emiri Şeyh Jaber Al Ahmad Al Jaber’in Türkiye’ye ziyaretinden sonra Türk-Kuveyt ilişkilerinin gücü arttı ve birçok alanda önemli ve dikkat çekici seviyelere ulaştı.

Kuveyt, Türkiye’nin Irak’ın kendisini işgali sırasında sergilediği rolü ve pozisyonundan şükranlarını dile getirdi.

 Kuveyt Emiri, Ankara’nın işgale karşı tutumunu ve kuveyt halkına destekleri için ülkesinin ve kişisel minnettarlığını dile getirmiştir.

Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir
Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Kuveyt ziyareti (1997)

Türkiye-Kuveyt ilişkilerinin gelişiminin sürecinde Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 1997 yılında Kuveyt’I ziyaret etti.

Bu ziyaretin ardından Kuveyt Emiri Şeyh Jaber Al-Ahmad Al-Sabah ile Türk-Kuveyt ilişkisini pekiştirmek ve iki ülkeyi ilgilendiren konuları ele almak için görüşmeler yapıldı.

Ziyaret sırasında, iki ülke arasında çifte vergilendirmeyi önlemeye yönelik ortak bir antlaşma imzalanıp, Ankara ile Kuveyt arasında kültürel işbirliğini geliştirmeye yönelik bir antlaşma daha imzalanmıştır.

Istanbul depremi (1999)

Arap Ekonomik Kalkınması Kuveyt Fonu, 1999 yılının Kasım ayından 2009 yılının sonuna kadar çeşitli sektörlerdeki yüksek öncelikli projeleri finanse etmek için 106 milyon Kuveyt dinarı tutarında 12 kredi sağlamıştır. Bunların en önemlisi, Marmara bölgesinde 17 Ağustos 1999 İstanbul depreminden sonra inşa edilen konut yerleşim birimlerini birbirine bağlayan yol ağını desteklemek adına sağlanan 53 milyon dolar değerindeki kredidir.

Türkiye’de Kuveyt kredileriyle finanse edilen sektörler ve faaliyetler arasında enerji, su ve kanalizasyon sektörleri ile ulaştırma ve iletişim faaliyetleri yer almaktaydı.

 Parlak bir geleceğe yönelik strateji : TürkKuveyt İlişkisi

Türkiye-Kuveyt ilişkileri her geçen yıl daha da gelişiyor ve gelişmeye devam ediyor.

53 yıl boyunca Türkiye, Kuveyt ile yakın ve net bir ilişki içinde olup, birçok alanda işbirliği yapmıştır.

  İki ülke arasında çok sayıda ortak antlaşma imzalanmış ve bu ortak antlaşmalar, Kuveyt ve Türkiye’nin siyasi alanlarda işbirliğini geliştirmede büyük rol oynamıştır.

Türkiye ve Kuveyt’in izlediği politikalar sayesinde hiçbir dosyada çelişme yaşanmamıştır.

Kuveyt, son on yılda Arap Emirlikleri-Türk ihtilaflarından uzak, Ankara ile sağlam bir dostluğa sahip olmuş ve bu husus iki ülke arasında daha fazla anlaşmanın imzalanmasını sağlamlaştırmış ve aralarında  yatırımların ve karşılıklı ticaretin artmasına katkı sağlamıştır.

Önümüzdeki yıllarda Türkiye-Kuveyt ilişkilerinin gelişeceğini ve başka aşamalara geçeceğini, aynı zamanda Türkiye-Kuveyt ilişkilerinin  ekonomik, askeri ve kültürel alanlarda gelişmelerin artacağını görüyorum.

 Özellikle Türkiye, dünyanın birçok ülkesinden üstün hale getiren yerli üretim silah sürüsüne sahip olduğundan Kuveyt, Türkiye ile savunma sektöründe işbirliği yapacaktır.

Askeri Savunma İşbirliği (2008-2021)

2008-2014 yılları arasında Kuveyt ile Türkiye arasında askeri uzmanlık eğitimi  ve ortak askeri tatbikatlar yapılmasına yönelik onlarca askeri antlaşma imzalandı.

Türkiye, askeri endüstriler alanında ün kazandı ve bu  onu gelişmiş silahlar, zırhlı araçlar, geleneksel olmayan silahlar vb. Silahların en önemli ihracatçı ülkelerinden biri haline getirdi.

Kuveyt, Türkiye’nin askeri alandaki gelişmelerini takip etmektedir.

Kuveyt ordusunun 10 Ekim 2018’de Genelkurmay Başkanı aracılığıyla Kuveyt Ordusu ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında bir savunma işbirliği antlaşması imzalanmıştır.

Böylelikle Türkiye-Kuveyt ilişkilerinin özellikle askeri alanda gelişeceği ön görülmektedir.

Kuveyt ordusu yaptığı açıklamada, “Anlaşma, çabaların birleştirilmesi, askeri koordinasyonun sürdürülmesi ve deneyim alışverişi kapsamındadır” dedi.

Bu anlaşmanın, özellikle Türkiye’nin yakın zamanda olan Arap Emirlikleri ile yakınlaşması ve Türkiye’nin Ortadoğu’daki rolü ve birçok önemli bölgesel meseledeki katkılarından sonra sonuçları olacaktır.

 Böylelikle Türk-Kuveyt askeri işbirliği birçok alanda artacak ve bu işbirliği Türkiye ile Katar Devletinin işbirliğine benzeyip  daha fazla silah antlaşmasının imzalanmasına yol açacağına inanıyorum.

Dediklerimi doğrulamak adına, 13 Temmuz 2021’de bir Türk diplomatik heyetinin TBMM başkanı Mustafa Şentop beraberinde gerçekleştirilen,İki ülke arasındaki bölgesel, uluslararası ve ekonomik meselelerin ele alındığı resmi bir ziyaret için Kuveyt’e gittiğini belirtmek isterim.

TBMM başkanı Şentop, kendi ifadesiyle iki ülkenin ekonomik, kültürel, askeri ve sosyal alanlarda işbirliğini güçlendirme ve Türk-Kuveyt ilişkilerini geliştirmede önemli adımlar attığını teyit ederek, bu ilişkilerin iki ülke arasındaki gerçekten olabilecek  işbirliğini yansıtmadığını vurguladı.

İki ülke arasındaki ekonomik işbirliği

Türkiye-Kuveyt ilişkilerinin  seyir göz önüne alındığında, iki ülke arasındaki sadece askeri boyut değil, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliği de iki katına çıkacaktır ve Türkiye’deki Kuveyt yatırımları son yirmi yılda yüzlerce ekonomik, ticari, yatırım, askeri ve diğer anlaşmaların imzalanmasıyla önümüzdeki yıllarda artacaktır.

2008 ve 2014 yılları arasında iki ülkenin birbirlerine tekrarlanan ziyaretleri sonucunda çevre koruma ve sürdürülebilir enerji için doğal kaynakların korunması alanında ve gümrük işleri işbirliği alanında onlarca antlaşma imzalanmıştır.

Ayrıca iki ülke arasında deniz ticaret taşımacılığı, işbirliği protokolleri ve diğer konularda antlaşmalar imzalanırken, teknik alanda işbirliği antlaşmalarının yanı sıra tarım alanında da antlaşmalar imzalanmıştır.

2008 yılı antlaşmaları

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Al-Ahmad Al-Jaber Al-Sabah’ın 2008 yılında Türkiye’ye yaptığı ilk ziyaretin ardından iki taraf, ekonomik iş birliği antlaşması, bilimsel ve teknik işbirliği antlaşması,    sağlık alanı işbirliği antlaşması, ek olarak Kuveyt ve Türkiye arasında dışişleri bakanları düzeyinde ortak bir üst düzey işbirliği komitesi oluşturulmasına ilişkin bir antlaşma ve iş mübadelesi alanında bir antlaşmayı imzalamıştır.

2013 Yılı Antlaşmaları

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Al-Ahmad Al-Jaber’in 2013 yılının Nisan ayında Türkiye’ye yaptığı ikinci ziyarette iki taraf havacılık, hava taşımacılığı, yüksek öğrenim, bilimsel araştırma, sağlık, hayvancılık alanlarında antlaşmalara imza attı.

Aynı zamanda savunma sanayi ve kültürel ve teknik  işbirliği antlaşması yapılıp Suud Al-Nasır Diplomatik Enstitüsü ile Türk Diplomatik Akademisi arasında işbirliği antlaşması yapıldı.

Ek olarak diplomatik ve özel pasaport hamillerini giriş vizesinden muaf tutma antlaşması imzalanmıştır.

2016 Yılı Antlaşmaları

2016 yılında Kuveyt, Arap Ekonomik Kalkınması Kuveyt Fonu aracılığıyla ve 2015 yılının Mart ayında Kuveyt’te düzenlenen üçüncü bağış konferansında çoğunluğu Suriye topraklarında faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler kuruluşlarına tahsis edilen 500 milyon dolarlık taahhüdü kapsamında Türkiye ile bir antlaşma imzalayarak, fonun Türkiye’deki Suriyelilere yardım etmeye ve özellikle sağlık ve eğitim sektörlerindeki Suriyeli mülteci krizine müdahale planına katkıda bulunmak için 20 milyon dolarlık bir katkıda bulunmuştur.

 2018 Mayıs Ayı Antlaşmaları

2018 yılının Mayıs ayında Türkiye ve Kuveyt,

Ilişkilerinin gölgesinde, iki ülkeyi ilgilendiren birçok stratejik alanda altı antlaşmayı imzaladılar.

Ayrıca Kuveyt-Türkiye Ekonomik Forumu, Kuveyt ve Ankara’daki özel sektör temsilcilerinin geniş katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.

Kuveyt’in Türkiye’de gerçekleştirilen  darbe girişimi hakkındaki bakışı

Türkiye ile Kuveyt arasındaki ekonomik, askeri ve kültürel işbirliğinin bulunması haricinde, iki ülke arasında onurlu pozisyonlar da bulunmaktadır.

 2016 yılının Temmuz Ayında  Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı gerçekleştirilen başarısız  darbe girişimine karşı Kuveyt devleti, demokratik olarak seçilmiş Türk hükümetine desteklerini esirgememiş,Ahmad Al-Jaber Al-Sabah, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir telgraf göndererek, demokrasinin zaferi, meşruiyetin başarısı, Türk halkının başarısız darbeye karşı zaferi için tebrik edip onları acılardan, trajedilerden ve masum kanın dökülmesinden koruyan kazanımlarının korunma  başarısından dolayı tebrik etmiştir.

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Al-Ahmad Al-Jaber Al-Sabah’a Ankara’ya yaptığı son ziyarette, ikili ilişkilerin güçlendirilmesindeki rolü ve dünyadaki krizlere insani bir şekilde yanıt vermedeki rolü nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek nişanı olan Türk Devlet Madalyası takdim edildi.

Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir
Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

Türkiye-Kuveyt ticari ilişkileri

Türkiye-Kuveyt ilişkisi, iki ülke arasındaki ticaret alışverişine yansıyan niteliksel bir güç oluşturdu.

Ankara ile Kuveyt arasındaki ticaret alışverişi hacmi 2002 yılında sadece 165 milyon dolar olurken, 2019’da 704 milyon dolar, 2020’de ise 608.7 milyon dolar alışveriş hacmine ulaşmıştır.

Türkiye’de Kuveytli yatırımcılara ait 300 Kuveytli şirket bulunduğundan, Türkler ve Kuveytliler  aralarındaki ticaret alışverişi hacmini bir milyar dolara çıkarmayı amaçlamaktadır.

Türk-Kuveyt ticari ilişkileri sürekli bir gelişme içerisindedir.

Kuveyt’te çalışan on binlerce Kuveytli turiste kıyasla 10.000’den fazla Türk çalışanı bulunmaktadır.

Türkiye- Kuveyt yatırımları

Kuveyt Devleti’ndeki Türk projelerinin değeri, çoğunlukla müteahhitlik ve inşaat sektöründe olmak üzere yaklaşık 8,5 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.Türk müteahhitlik şirketlerinin Kuveyt’te uyguladığı projelerin değeri 6,5 milyar dolar ve Kuveyt’in Türkiye’deki doğrudan yatırımlarının hacmi yaklaşık 1,7 milyar dolara ulaştı.

2018 yılında Kuveyt Finans Kurumu, Türkiye’nin kuzeybatısında Marmara Denizi ile Ege Denizi’ni birbirine bağlayan Çanakkale Boğazı üzerinde 1915 Çanakkale Köprüsü’nün inşası için Türk şirketi Limak ile 248 milyon dolar değerinde antlaşmas imzaladı.

Türk müteahhitlik şirketleri dünyada ikinci sırada yer almaktadır ve Bu nedenle, ülkede çok sayıda dev proje kazanmayı başardığı için Kuveyt’teki en önde gelen Türk şirketlerinden biri olarak kabul ediliyor ve bu şirketlerin stratejik planları, Kuveyt’in 2035 vizyonunun gerçekleştirilmesine katkıda bulunmayı da içermektedir.

Ayrıca Türkiye’de 395 şubesi bulunan ve Türkiye’nin en önemli İslami bankalarından biri olan Kuveyt Türk Bankası bulunmaktadır. Kuveyt Finans Kurumu, Kuveyt Türk Bankası’nın %62,24 hissesine sahiptir.

Ayrıca Kuveytli Burgan Bankası, Türk bankalarının birinde bir çok hisseye sahiptir.

Türkiye’de gayrimenkul satın alımı

Kuveyt ayrıca 2021 yılının Ağustos ayında Türkiye’de gayrimenkul satın alan yabancılar listesinde beşinci sırada yer aldı.

Kuveyt’in Türkiye’deki doğrudan yatırım hacmi yaklaşık 1,7 milyar dolar olurken, 2020’de Kuveyt, emlak sektöründe en çok yatırım yapan Arap ülkeleri listesinde ilk sırada yer aldı.

2015’ten 2020’ye kadar Kuveyt vatandaşları tarafından satın alınan mülklerin sayısı, yaklaşık 10.711 mülkiyeti aşmıştır.

Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir
Türkiye-Kuveyt ilişkisi köklü bir tarihe, parlak bir geleceğe yönelik bir stratejidir

Türkiye’de Kuveytli Turistler

Kuveyt, Türkiye’ye turist gönderen ülkeler arasında nüfuslarına oranla daha fazla turist gönderen ülkeler arasında yer alıyor ve resmi Türk rakamları; 2019 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Kuveytli turist sayısının 374,19 bin Kuveytli turist olduğunu, 2018 yılında Kuveytli turistlere göre sayının %26 arttığına dikkati çekti.

Türk hükümeti, 2017 yılının Ağustos ayında  Kuveyt vatandaşları için giriş vizesini kaldırma kararı aldı.

Açıklanan karar, 2017 yılının Temmuz ayında yürürlüğe girdi.

 Kuveyt Devletinin En Önemli insani yardımları

Türkiye-Kuveyt’in derin ilişkisi,  önemli ve öne çıkan insani yardımlar aracılığıyla öne çıkmıştır. Bu insani yardımların en önemlileri ise şunlardır:

  • Kuveyt Emiri Şeyh Jaber Al-Ahmad Al-Sabah’ın Türkiye’yi vuran depremin mağdurlarının acılarını hafifletmek amacıyla bir milyon dolar bağışlaması ve pek çok kuveytli insani yardım derneğinin etkilenen Türk halkına büyük miktarda ayni ve nakdi yardımda bulunması.
  • 2014 yılının kasım ayında ülkenin doğusunda bulunan Van ilinde, 2011 yılının sonlarında olan depremin 644 kişinin ölümüne,4.152 kişinin yaralanmasına ve 2.262 evin yıkılmasına neden olmasının ardından Kuveyt’in Emiri talimatıyla depremden etkilenen türk vatandaşlarına yardım etmek amacıyla Kaid İnsani Köyü kurulması.
  • Proje, iki aşama ile hayata geçirildi Bu aşamalar sırasıyla:
  1. depremzedelerin barınması için prefabrik evlerin yapılması.
  2. 80’den depremden etkilenen yetim ve aileye hizmet veren 64 konuttan oluşan dört bina inşa edilmesi.
  • 2017yılının Nisan ayında Kuveyt, Türkiye’nin güneyindeki Kilis şehrinde Kuveyt Emiri’nin talimatıyla Suriyeli mültecileri barındırmak için Türkiye’de yeni bir projeyi hayata geçirdi, Projede 1.248 hazır ev, okulların inşası ve donatılmasının yanı sıra, sağlık ve tıp merkezleri, camiler ve gerekli malzemeleri içeren sosyal hizmet merkezleri de kuruldu.
  • -2017 yılının Nisan ayında Kuveyt Zekat Evi’nin desteği ve finansmanı ile Suriyeli yaralılara hizmet etmek ve uzuvlarını kaybeden kişilerin acılarını hafifletmek amacıyla Türkiye’nin İstanbul ilinde Kuveyt Protez Uzuvlar Tıp Merkezi açıldı.
  • Kuveyt, topraklarında yaklaşık 3 buçuk milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türk hükümetinin üzerindeki yükün hafifletilmesine katkıda bulundu.
  • Uluslararası İslami Hayır Kurumu, Uluslararası Merhamet Kurumu, Sosyal Reform Derneği, Kuveyt Zekat Evi, Al-Najat Hayır Kurumu, Kuveyt Kızılayı, Al-Salem İnsani ve Hayır Kurumu ve Kuveyt’in cömert insanlarından oluşan bağışçıların katkısıyla, Türkiye’den Suriye halkına evlerinde ve komşu ülkelerdeki mülteci kamplarında insani yardım konvoylarının yürütülmesinde, okulların açılmasında ve Türkiye’deki yetim ve ailelerine destek projelerinin oluşturulmasına katkıda bulunmuşlardır.
  • Kuveyt Tabipler Birliği’nden bir ekip ve Kuveyt Hasta Yardım Fonu Derneği’nden bir ekip ve Kuveyt İnsani Şifa Ekibi, Suriye’deki savaş yaralılarını Reyhanlı kentinde bulunan Al-Amal Hastanesi’nde ameliyat etti ve diğerlerinin tedavisini gerçekleştirdi.

اقرأ ايضا: العلاقات التركية الكويتية تاريخ متجذر واستراتيجية نحو مستقبل مشرق

اقرأ ايضا: العلاقات التركية الكويتية وحدة المسار وتكامل الأهداف الاقتصادية والدبلوماسية

Türkiye-Kuveyt ilişkisinin gücüne, köklü tarihine, iki ülkenin her alanda parlak ve müreffeh bir geleceğe yönelik stratejisine bakıldığında bu dostluk ilişkisinin derin bağları gözükmektedir.

Bu dostluk, Dünya ülkeleri arasında örnek alınması gereken bir dostluk olup, hem canlı, hemde gerçekçi bir örnektir.

فريق التحرير

اترك تعليق

لن يتم نشر عنوان بريدك الإلكتروني. الحقول الإلزامية مشار إليها بـ *